30 Ocak 2011 Pazar

İstiklal Manzaraları

Çantam. Şu anda gözümü sadece çantam bürümüştü. O ağırlığı taşıyabilmek için bırakın hamal olmayı, dünya ağır siklet boks şampiyonu olsanız bile yetmezdi zaten. Yine de zavallı öğrencinin ateşle imtihanı olan "Sınav Şamatasına" adım adım yaklaşmakta olduğumuz şu günlerde bu sadece benim sorunum değildi.

 İstiklal Caddesine bakınız, sürüyle çantasını taşımayı beceremeyen genç görürsünüz. Doğaldır, ürkmeyiniz. Sınav dönemi kapsamında ağır çanta taşımak her öğrenciye farzdır. Bu yüzden böyle eksantrik manzaralar çıkabilir karşınıza. Aslında İstiklal'e baktığınızda dikkatinizi çekecek ilk ve tek şey çantasını taşımayı beceremeyen öğrenciler de değildir. 

Gotiğinden "tikky"sine, ateistinden dincisine, hümanistinden faşistine, komünistine, delisine, akıllısına. Her türlü manyak var yani anlayacağınız. O yüzden tekin yer değildir İstiklal. Özellikle de öğrenciyseniz. Ama en büyük tehlike torbacısı, hırsızı, sapığı değil, önünüze atlayıp bir anket yapmak istiyen, yada size gazete kakalamaya çalışan gereksiz işler müdüreridir. Ben artık bu insanların çalışma stilini çözmek şerefine nail oldum. 
Önce pusuya yatarlar. Sessiz ve çeviktirler. Kalemden pençelerini hazırlar ve saftirik bir kurban adayı bulabilmek amacıyla radar benzeri gözlerini çevrede gezdirirler. Bulduklarında ise Japon bilim adamı amcaların bile daha ortaya çıkaramadığı bir kinetik enerjiye, F1 arabalarını sollayacak bir hızla önünüze atlarlar. Tabi saftirik kurbanımız bir anlık şaşkınlıkla tepkisiz kalır. Bu nadide andan yararlanan yırtıcı hiç durmadan konuşmaya başlar ve kurbanının kafasını yaklaşık bir saat boyunca toparlayamayacağı bir kıvamda karıştırır. Karışıklık esnasında paraları ve "bağış" adı altında, eşkiyaca yol kesme yöntemiyle cebe indirdikleri fazlalıkları alarak eski kurbanı sap gibi ortada bırakıp yeni bir kurban aramaya başlarlar. 

Hani o kadar üstünüze gelmeseler seve seve çıkarıp üzerimde bulunan bütün parayı veririm. Ama bu kadar aptal yerine konmak da bir yerde insanı müthiş soğutuyor o işlerden. Demek ki neymiş Taksim tehlikeli yermiş. Animal Planet belgesellerine konu olmak istemiyorsanız gözünüzü dört açmanız gerekirmiş.  Be sefil insan bugün de bunu anlamış oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder